sensagent's content

  • definitions
  • synonyms
  • antonyms
  • encyclopedia

Lettris

Lettris is a curious tetris-clone game where all the bricks have the same square shape but different content. Each square carries a letter. To make squares disappear and save space for other squares you have to assemble English words (left, right, up, down) from the falling squares.

boggle

Boggle gives you 3 minutes to find as many words (3 letters or more) as you can in a grid of 16 letters. You can also try the grid of 16 letters. Letters must be adjacent and longer words score better. See if you can get into the grid Hall of Fame !

English dictionary
Main references

Most English definitions are provided by WordNet .
English thesaurus is mainly derived from The Integral Dictionary (TID).
English Encyclopedia is licensed by Wikipedia (GNU).

Translation

Change the target language to find translations.
Tips: browse the semantic fields (see From ideas to words) in two languages to learn more.

last searches on the dictionary :

computed in 0.125s


 » 

analogical dictionary

심하게, 진지하게ciddî ciddî, ciddi şekilde - 즉시anında, hemen - 가외의, 부가적인başka, ek, ekstra, fazladan, ilave - 그에 앞서, 미리, 옛날에, 이전에, 전에daha önce, eskiden, önceden - 구입, 구입품alma, alım, satın alma, satın alınan şey - 구매한 물건, 물건사기alışveriş, çarşıya çıkma, satın alınan şeyler - succession, taking over (en) - 징발kamulaştırma - 보조금지급 - 최근에geçenlerde, son günlerde, son zamanlarda, yakınlarda - 국제적으로uluslararası kurallara uygun - 임대, 임차kiralama - 심판, 심판자, 조정자, 중재인, 중재자hakem - 무역_장벽을__만드는__국가의__명령, 수출 금지, 출항 금지ambargo - kritik - 세계적으로evrensel bir şekilde - 지불 가능한, 지불해야 할ödenir - 오르다artmak, yükselmek - 붙다 - 무익하게, 보람없이, 전연 헛되이boşu boşuna, boşuna, boş yere, faydasız, nafile - 절약tasarruf - 범인인도, 인도iade etme - 기각, 수행, 이행, 해고, 해산atma, işten atma, izin, kovma, reddetme, şutlama, terhis - 취소 - 동결시키다 - 공짜, 무료, 무료로, 무료의, 비과세로bedava, parasız - tahmini - pay cut, salary cut (en) - 복지국가, 복지 국가refah toplumu - 감소, 고갈azalma - 가격_할인, 할인 - 슬프도록 - 누적, 증식, 축적birikim, birikme, yığılma - 가난, 가난함, 메마름, 빈곤fakirlik, sefalet, sefillik, yoksulluk - 상한 - 농원, 재배지plantasyon, plântasyon - 보혐료/fiyat - 식민정책, 식민 정책, 식민지 기질müstemlekecilik, sömürgecilik - 신식민지주의 - 연금수령자, 연금 수령자emekli aylığı alan kimse - 보상 - 다각화되다, 다각화하다genişlemek - 노동emek - 중대한ciddi, önemli - 협잡 - 결말을짓다, 결말짓다 - 물가연동제 - Malthus, Thomas Malthus, Thomas Robert Malthus (en) - 사육yetiştirme - capitalisation, capitalization (en) - 즉시, 즉시[]의, 즉시의acil, anî, anlık, derhal olan, hemencecik, ivedi - 배정, 배치, 할당ayırma, ödenek, özgüleme, tahsis, tahsisat - 재배당, 재배정 - 뉴딜yeniden yapılaşma - 배급 - 목, 몫, 일부paylaşım - 박애, 자선insanseverlik - 거래iş, iş yapma - international affairs, world affairs (en) - 양도 - 양도, 양도 수속tapu işleri - 인도 - 위탁kefalet, teminât verme - 대여, 무기 대여 - 지불ödeme, tediye - bütçe açığı, giderin gelirden fazla olması - 허가izin, lisans, müsade, permi, ruhsat - 되찾다kurtarmak - 집산주의화/ortak kullanma - 보호관세로보호하다korumak - 구제금융maddi yardım, mali yardım - 고용işe alma, istihdam etme - 동원seferberlik - 분산화 - 공짜의, 무료의bedeva, beleş, parasız, parasız ücretsiz, ücretsiz - verimli - 보람 없는, 헛된boş, etkisiz, faydasız, nafile, sonuçsuz, yararsız - nominal - 궁색한[], 돈 많은, 부유한, 유복한fakir/zengin, varlıklı, zengin - 넉넉한hali vakti yerinde, oldukça zengin - fakir, fukara, yoksul - 무일푼의, 빈털터리의beş parasız, meteliksiz, yolsuz, züğürt - 극빈한, 빈곤한fakir, muhtaç, yoksul - 무일푼의, 퍽 가난한beş parasız, meteliksiz, parasız, yolsuz - 옮기다, 이동시키다, 해고하다götürmek, taşımak, taşınmak - 보조로지급하다vermek - 선납하다, 선불하다önceden/peşin ödemek - 보상하다, 상쇄하다, 정정하다denklemek, gidermek, tazmin etmek, telâfi etmek - 갚다, 상환하다, 지급하다, 지불하다ödemek, ödeme yapmak, tediye etmek - 전액납입하다, 청산해버리다borcunu ödemek - pay (en) - 급료를 청산해 주고 해고하다, 변상[]하다, 보상하다, 치르다kaybını karşılamak, telafi etmek, ücretini ödeyip işine son vermek, zararını ödemek - 손해를보다, 손해보다fırsatı kaçırmak - 수입을가져오다, 수입이생기게하다, 향하다getirmek, kazandırmak, sapmak - 값을부르다, 값을 부르다, 입찰하다fiat vermek, fiyat arttırmak, fiyat teklif etmek, teklif etmek, vermek - 맡기다, 예금하다, 은행에 예금하다emanete koymak, yatırmak - 빌리다borç almak, ödünç almak - give (en) - prefer (en) - 고용하다işe almak, istihdam etmek, iş vermek, tutmak - 공영화하다 - 신고하다 - 등록하다, 입학 절차를 밟다kaydetmek, kaydolmak, kayıt yaptırmak, yazılmak - 경제상의ekonomik, iktisadi - 인간 환경 공학의ergonomik, hareketleri kolaylaştıran, iş yapmaya uygun - yan ürün - Keynesian (en) - 설비, 시설tesis - üretim - 기선, 배, 비행선, 선박gemi, hava aracı, kayık, sefine, tekne, vapur - 시가전차, 시가 전차, 시가 전차 궤도tramvay hattı - 총계, 합계toplam - commutability, replaceability, substitutability (en) - açık, eksik - pension account, pension plan, retirement account, retirement plan, retirement program, retirement savings account, retirement savings plan (en) - eşitlikçilik - Malthusianism, Malthusian theory (en) - monetarism (en) - 생물 공학, 인간 공학biyoteknoloji - 경제학ekonomi, ekonomi bilimi, iktisat, iktisat bilimi - game theory, theory of games (en) - ekonometri - supply-side economics (en) - 공리적 성격, 공리적 성질, 공리적 정신, 공리주의faydacılık, yararcılık - Maoism (en) - arbitration clause (en) - 한__단체를__구성하고__그__권리를__정의한__문서, 허가서berat, imtiyaz, patent - Magna Carta, Magna Charta, The Great Charter (en) - 특허증patent - 계산서, 송장, 채무 명세서fatura, hesap - 영수증alındı, makbuz - 계약anlaşma, kontrat, sözleşme - 근로계약, 노동계약toplu iş sözleşmesi - iş akdi - 경제정책ekonomi politikası, iktisat politikası - fiscal policy (en) - __억제하는__경제와__관련된__정책, __제한, 가격__또는__임금을__조정 - 물가통제fiyatları sabit tutma - base, floor (en) - 보호무역korumacılık - 계약, 동의, 합의anlaşma, aynı fikri paylaşma, mutabakat - 계약koşul - 단체교섭 - business cycle, trade cycle (en) - 금융기관finans kuruluşu - 운수회사kurye - 블록, 연합blok - 노동력, 노동인구, 노동 인구, 인적자원, 총 노동력çalışanlar, insan gücü, işgücü, iş gücü - day shift, day watch (en) - 노동조합, 노동 조합, 노조işçi sendikası, sendika - company union, entreprise union (en) - araç filosu - 자본주의anamalcılık - 산업 입국주의, 산업주의sanayicilik - 시장경제piyasa ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi - state capitalism (en) - 인터내셔널 - 국가 사회주의, 독일 국가 사회주의 - 경제ekonomik düzen, iktisat - 재단, 재단법인vakıf - 신탁회사tröst şirketi, yatırım danışmanlığı şirketi, yatırım ortaklığı - 내륙 지역arka ülke, sahilden uzak bölge - 조정자, 중간 상인, 중개자, 중재인arabulucu, arabulucu kimse, aracı, hakem - 관재인, 수령인, 수신기, 수취인alıcı, tavsiye memuru, yediemin - 수신인, 수취인alıcı, muhatap - 은행가banker - 수익자, 이익을 받는 사람mirasçı, vâris - 차용인ödünç/borç alan kimse - broker-dealer (en) - 채무자borçlu, borcu olan kimse - 통역dragoman - 경제학자ekonomist, iktisatçı - finance minister, minister of finance (en) - bakan, dışişleri bakanı - 담보인, 담보자, 보증인garantör, kefil - 통역, 통역자mütercim, tercüman, yorumcu - 임차인kiracı - Lord Chancellor, Lord High Chancellor (en) - 장관bakan, nazır, vekil - 공동 출자[]자, 파트너ortak - 통계가istatistikçi - 금전 출납원, 은행출납원, 출납원banka veznedarı, kasadar, veznedar - 재무관, 출납 담당자, 회계원muhasip, sayman - V.P., vice-chairman, vice president, vice-president (en) - John Maynard Keynes, Keynes (en) - J. P. Morgan, John Pierpont Morgan, Morgan (en) - 공유재산 - 물질, 보유, 소유물, 소지품, 원료, 재료, 재산, 폐물, 하찮은 것bina, cisim, eşya, kişisel eşyalar, madde, mülk, önemsiz şey, taşınmaz mal - 291707_사유_재산/, 동산kişisel mal, özel eşya - 소지품bakiye, ev eşyası, kişisel eşyalar, menkul kıymetler, nakit toplamı, servet - 동산, 소지품, 의복elbiseler, eşyalar, giysiler - 부동산gayrimenkul, taşınmaz - sc=Hang, 부동산, 토지arazi, çiftlik, emlak, mülk, toprak, yer - 토지toprak, vakıf arazisi, yer - 임대차물/, 임대한_재산/kiralanan gayrimenkul, kiraya verilen gayrimenkul, mecur - 전대 - arazi - para - 국민소득 - GSMH - 국내 총생산 - aid to the developing countries, foreign aid (en) - 장려금, 특별수당, 특별 수당ikramiye, kâr payı, prim - 특별수당ayarlama - 지출gider, harcama, masraf - gider, harcama, masraf - 비용maliyet - sermaye artırımı - 보상, 지불ödeme - 급료, 보답, 보수, 소득, 임금aylık, gelir, kazanç, maaş, ödüllendirme, ücret - 최저_임긍/asgari ücret - 환불 - 보상, 손해 배상karşılık, tazminat - 별거_부양/, 양육/nafaka - payola (en) - 162320_이해_관계/, 이익, 이자faiz, hak, hisse, menfaat, pay - 변상 - 수입, 이득maaş, ücret - 배상, 변상, 보상zararını ödeme - 급료 , 급비, 봉급, 임금aylık, maaş, ücret - 교회의 법규이 받는 성직자 보수, 녹을 받는 성직자의 직, 성직자 보수를 염출하는 토지katedralden ödenek alan papaz, papaz ödeneği - 부가급부, 임시수입sosyal hak - bahşiş - child support (en) - 벌금ceza - cost of living (en) - distribution cost (en) - 보혐료/ - price (en) - 호가perakende fiyatı - 정가alış fiyatı - opportunity cost (en) - 손실maddi kayıp - moral hazard (en) - paper gold, special drawing rights (en) - maddi olmayan varlık - 투자_준비금/, 투자금, 투자금/yatırım, yatırım yapılan para - book value (en) - 모험, 투기risk, tehlikeli iş - 재보험garanti, güvence, inanca, teminat - 계약금, 보증금, 선금depozito, kaparo, kaparo verme, kısmî ödeme, peşinat, peşin ödeme, yatırılan para - 저당 증서ipotek - 보증garanti, güvence, kefalet, kefil - 운영_자본/ - 136616_재정/, 149078_자금/, 가진 돈, 시재금nakit varlıklar, para - 금본위제, 신뢰kredi, kredili ödeme, taksit, vadeli ödeme - 적자açık - 적자bütçe açığı - limited liability (en) - 부채, 빚borç - domestic debt, national debt, public debt (en) - 약속어음 - 대부, 대여물borç para, kredi - 과세금/mali yükümlülük - 기록, 증거kayıt, not - 대차대조표, 대차 대조표bilanço, bilânço - 158167_이월/ödemeler dengesi - 당좌 계정cari hesap - 기록부, 등록부, 소요_경비_계정/defter, kayıt, kayıt defteri, kütük - conspicuous consumption (en) - 소비içme, istihlak, tüketim, tüketme, yeme, yoğaltım - 요구istek, rağbet, talep - ekonomik büyüme, iktisadi büyüme - exponential decay, exponential return (en) - 255434_손상/, 공급arz, sağlama, verme - 경쟁rekabet - account, business relationship (en) - 제휴, 협력ilişki - 위기buhran, bunalım, kriz - 경제자립bağımsız ekonomi politikası, otarşi, özerklik - 자력 - 지급불능aciz - 도산, 파산iflas, iflâs - sahiplik - likidite krizi - Great Depression (en) - tam istihdam - 번창zenginlik - yükümlülük - 은혜, 채무borç, mali yükümlülük, minnettarlık - debt (en) - 부유, 부유함, 풍부, 호화servet, zenginlik - hırs, ihtiras, kötü yola sevkeden servet, servet tanrısı - 궁핍, 극빈, 빈궁fakirlik, parasızlık, yoksullluk - 회계연도mali yıl - 임대차기간kira sözleşmesi[Domaine]

-