sensagent's content
Lettris
Lettris is a curious tetris-clone game where all the bricks have the same square shape but different content. Each square carries a letter. To make squares disappear and save space for other squares you have to assemble English words (left, right, up, down) from the falling squares.
boggle
Boggle gives you 3 minutes to find as many words (3 letters or more) as you can in a grid of 16 letters. You can also try the grid of 16 letters. Letters must be adjacent and longer words score better. See if you can get into the grid Hall of Fame !
English dictionary
Main references
Most English definitions are provided by WordNet .
English thesaurus is mainly derived from The Integral Dictionary (TID).
English Encyclopedia is licensed by Wikipedia (GNU).
Translation
Change the target language to find translations.
Tips: browse the semantic fields (see From ideas to words) in two languages to learn more.
last searches on the dictionary :
computed in 0.109s
menakutkan — ürkütücü bir şekilde - obur, pisboğaz - menjadi — edinmek, kazanmak - acquisitive (en) - ingin memiliki, iri, kikir, rakus, serakah, tamak — açgözlü, aç gözlü, doymaz, gözü doymaz, gıpta eden, haris, imrenen, para canlısı - pasif - dengan gembira — coşku ile - exhaustively, thoroughly (en) - dengan sengaja — bilerek, kasten, kasıtlı olarak, mahsus - istemeden, kazara, yanlışlıkla - secara pasif — pasif olarak, tepki göstermeden - ngeri, terkejut — dehşete kapılmış, dona kalmış - takut — çok korkmuş, dehşete kapılmış - boyun eğmez, gözü pek - secara bertanggung jawab — sorumlulukla - amnesi, hilang ingatan — amnezi, hafıza kaybı - dengan bangga — gururla, iftiharla - dengan keyakinan, dengan pasti, pasti, sungguh, tanpa keraguan, tentunya, tentu saja — elbette, hay hay, kesinlikle, kesin olarak, kuşkusuz, memnuniyetle, mutlaka, şüphesiz, tabiî, tabiî tabiî - communally, conjointly, jointly, together (en) - dengan serius — ciddiyetle, içtenlikle - dengan berani — cesaretle, cesurca, yiğitçe - dengan cermat, dengan rajin — dikkatle, titiz bir şekilde, titizlikle - dengan tenang — aklı başında/ayık olarak - dengan berani — cesaretle, cesurca - dengan cakap, dengan tepat, mampu — beceri ile, hünerle, isabetli olarak, ustalıkla, uygun şekilde, yetenekli bir biçimde - cemas dll, dengan kekhawatiran, sikap resah — endişeyle, huzursuz bir şekilde, istekle, korkarak - intellectually (en) - secara khidmat — ciddiyetle - dengan kasar — kabaca, terbiyesizce - menakutkan, mengerikan, tidak menyenangkan — dehşet verici, korkunç - mengerikan, takut — korkmuş - berbahaya, menakutkan — tehdit edici, ürkütücü - mengerikan — kâbuslu, korkunç, müthiş, tüyler ürpertici - korkak, korkunç, korkutucu, ürkek, ürkütücü - berani — cesur - kasar, mengerikan — iğrenç, korkunç - improperly (en) - dengan berani — korkusuz bir şekilde, korkusuzca, ürkmeden, yılmadan - secara cerdas — akıllıca, zekice - dengan sopan — kibarca, nezaketle - dengan kasar, secara tidak sopan — kabaca, terbiyesizce - dengan ramah — içtenlikle, samimi bir şekilde, samimiyetle - dengan baik hati, dengan manis, dengan ramah, ramah — güler yüzlülükle, hoş bir şekilde, incelikle, nazik/sevimli bir şekilde, nezaketle, tatlılıkla - mengerikan — uğursuzca - berani, tanpa takut — korkusuz - horrifyingly (en) - korkmuş, korkunç - berani — cesur - keadaan mengerikan — dehşetle - gagah berani — cesur, yiğit - korkmuş - çekingen, korkak, ürkek - keyifsiz, korkak - secara angkuh — azametle, kibirle - elbette, kesinlikle - dengan rakus, dengan tamak — açgözlülükle, aç gözlülükle - churlishly, surlily (en) - volitionally, willingly (en) - terinci — ayrıntılı - tergesa-gesa — gelişigüzel, üstünkörü - equably (en) - formidably (en) - dengan senang — memnuniyetle - gluttonously (en) - gönülsüz bir şekilde - mutlu - gembira, riang — canlı, neşeli, şen - secara sembrono — dikkatsizce - dengan berani — kahramanca, yiğitçe - secara pasif — duygusuzca - canlandırmak, kişileştirmek, kişilik vermek, özel kullanıma ayırmak - secara bijaksana — akıllıca - lunak, secara pengampun — hoşgörüyle - drippily, mawkishly (en) - secara monoton — tekdüze bir şekilde - phlegmatically (en) - kerdil — mecalsiz bir şekilde - secara sensual — şehvetle - solitarily (en) - stoically (en) - dengan gagah berani — yiğitçe - gluttonously, voraciously (en) - paham — anlamak - mengerti — anlamak - memahami, menyadari, secara benar — anlamak, doğrusunu anlamak/yapmak/söylemek, farkına varmak - bilmek - mengenal, tahu — tanmak - kenal — bilmek, tanımak - başından geçmek, yaşamak - know (en) - mengacaukan — şaşırtmak - memahami yang tersirat, menangkap makna tersirat — dilinin altındakini keşfetmek, ne kasdedildiğini anlamak, satır aralarını okumak - tabir etmek, yorumlamak - anlamak, mana vermek - ksatria — kibar, nazik - hantam kromo, kasar, serampangan — kaba, saygısız, ters - ayırmak, ayırt edici özelliği olmak - kira, memperkirakan, meramalkan — ileriyi görmek, önceden tahmin etmek - melariskan — sattırmak - meyakinkan — ikna etmek - mencegah — caydırmak, vazgeçirmek - Jean Piaget, Piaget (en) - B. F. Skinner, Burrhus Frederic Skinner, Fred Skinner, Skinner (en) - dokunaklı, duygulandırıcı, duygusal, etkileyici - bagian dalam, tersembunyi — gizli, özel - memerikan — nitelendirmek, tanımlamak - kegigihan, ketekunan — azim, sebat, ısrar - ağırlaştırma, kötüleştirme, kızdırma - perbuatan, peri laku, sikap — faaliyetler, işler, tavır, tutum - davranış - dingin — arkadaşça duygulardan yoksun, soğuk - entelektüel, entellektüel - cerdas — akıllı, akıllıca, zeki, zekice - dengan sengaja, disengaja — bilerek yapılan, kasıtlı, maksatlı - istemeden yapılan, kasıtsız - introspective, introverted, self-examining (en) - zorlamak - mastürbasyon yapmak, otuzbir çekmek - patuh — uysal - berlawanan, suka memberontak — dik başlı, isyankâr - berkemauan keras, bertekad besar, keras kepala — bildiğini okuyan, dediği dedik, dikbaşlı, inatçı - mencari-cari — aranmak, belâ aramak, davet etmek, kaşınmak - çekmek, toplamak - fire up, heat, ignite, inflame, stir up, wake (en) - assure, reassure (en) - köpürmek - membuat takut, menakut-nakuti, mengejutkan — dehşete düşürmek, korkutmak, ürkütmek - mengejutkan, merasa ngeri, ngeri, terkejut — dehşete düşürmek, dehşet vermek, şoke etmek - cesaretini/azmini kırmak, huzurunu kaçırmak, tedirgin etmek - die (en) - membuat takut, mengancam, mengintimidasi — gözünü korkutmak, yıldırmak - membangkitkan amarah — çileden çıkarmak, çok kızdırmak, deli etmek - mempermalukan — utandırmak - membingungkan, terkejut — şaşkına çevirmek, şaşırtmak - terlibat — rahatsız etmek, utandırmak, zorluk içinde olmak - menderita — çekmek, muzdarip olmak - hilang, kehilangan — kaybetmek - mengecewakan — düş kırıklığına uğratmak, hayal kırıklığına uğratmak - mempermalukan, merendahkan — aşağılamak, burnunu sürtmek, ezmek, gururunu kırmak, küçük düşürmek - mempermalukan — alçaltmak, aşağılamak, küçük düşürmek - menurunkan — azaltmak - menahan — hâkim olmak, kontrol altına almak - coşturmak, gururlandırmak, neşelendirmek, sevindirmek - membesarkan hati, menggembirakan — cesaretlendirmek, cesaret vermek - memberi semangat — cesaretlendirmek, cesaret vermek, ümit vermek, umut vermek - cesaretini kırmak - dishearten, put off (en) - yanıp tutuşmak - angkuh, sok penting, sombong — böbürlenen, kendini beğenmiş, kibirli - angkuh, jijik, menghina — kendini beğenmiş, kibirli, mağrur - besar kepala, sombong — gururlu, kendini beğenmiş, kibirli - sadar akan — dikkatli, uyanık - bertanggung jawab — sorumlu - duyarlı hale getirmek, duyarlı kılmak - menarik, menggembirakan, menyentuh perasaan — duygulanmak, heyecanlandırmak, uyandırmak - seperti setan — afacan, cin gibi, yaramaz - serius — ciddî - bulmak - ağır basmak, etkilemek - mempengaruhi — etkilemek, tesir etmek - berciri khas — belirgin özelliği olmak - davranış, davranışsal - anti Yahudi — yahudi aleyhtarı, Yahudi düşmanı... - image, persona (en) - hulu, kepala, pikiran — akıl, an, baş, zihin - bilinç altı, şuur altı - intelegensi — akıl, zeka, zekâ - akıl, kafa, zeka - cerdik, kecerdikan, kelicikan — dalavere, hile, hilekârlık, kurnazlık, muziplik - keterbelakangan — geri kalmışlık - bakat — meleke, yetenek, yeti - tanggung jawab, urusan — dert, iş, mesele, sorumluluk, sorun - barang, benda, makhluk, peristiwa, urusan — ahval, işler, olaylar, şey, sorun, vaziyet - hayâl alemi, hayâl dünyası - anima (en) - kegiatan, keterlibatan, minat — alâka, bağlantı, heves, ilgi, merak - karışıklık - bingung, kalut — hayret, şaşkınlık - kebingungan — şaşkınlık - misteri, teka-teki — bilmece, esrar, giz, gizem, muamma, sır - dilema — çıkmaz, ikilem - keyakinan — kararlılık, kesinlik - jaminan, kepastian, kepercayaan diri, keyakinan — güven, kendinden emin olma, kendine güven, kendine güvenme, kesinlik, özgüven - katiyet, kesinlik - reliance, trust (en) - curiga, keraguan — kuşku, şüphe, şüpheli olma, tereddüt - kecurigaan, keraguan, ketidakpercayaan — güvensizlik, itimatsızlık, kaygı, korku - prinsip — ilke, prensip - psikologi — psikoloji, ruhbilim, ruhbilimi, ruh bilimi, ruhiyat - cognitive psychology (en) - child psychology, developmental psychology, genetic psychology (en) - deneysel psikoloji - psikofizik - davranışçılık - neuropsychology, physiological psychology, psychophysiology (en) - psikometri - geştalt psikolojisi - social psychology (en) - group dynamics (en) - voice (en) - parapsychologist (en) - ahli psikologi — psikolog, ruh bilimci - Carl Gustav Jung, Carl Jung, Jung (en) - zekâ derecesi, zekâ katsayısı - kebahagiaan besar — bahtiyarlık, büyük mutluluk, mutluluktan uçma - irade yitimi - anhedonia (en) - hipnosis — hipnoz, yapay uyku - kendi kendine telkin - evham, hastalık hastalığı, hipokondri, kuruntu, melankoli - ketegangan, ketegangan saraf — gerginlik, stres - keadaan masuk akal — akla yatkınlık - melancholia (en) - kızgınlık - asosiasi — çağrışım, ilişkilendirme - ruhsal durum[Domaine]
-