võimekas — becerikli, yetenekli - põhiliselt — aslında, esasen, esasında, temel olarak - rohke — bol, çok, zengin - ohter, pillav, ülevoolav — bol, çoşkun, pek çok - accessible (en) - come-at-able, getatable, get-at-able (en) - -ks, -na, nagu, niisama — gibi, iken, kadar, olarak - conventionally (en) - açıkça - eriti — özellikle - vahetult - analogically, analogously (en) - peamiselt — başlıca, daha çok, esas olarak, temel olarak - tumturaklı, yapmacıklı - iseäralikult — garip şekilde, özellikle - lõplikult, viimast korda — ilk ve son olarak, kesinlikle - haledalt, murelikult — kederle, ümitsizce - harilikult, normaalselt, tavaliselt, üldreeglina — ekseriya, genellikle, genel olarak, her zamanki gibi, normal olarak - korrapäratult — düzensiz bir şekilde - abstractly (en) - materiaalne — dünyevî, maddesel olan, maddi - pentsikult — acayip bir şekilde - kahepalgeline, silmakirjalik — ikiyüzlü, riyakâr - vaheldumisi — değişimli olarak, nöbetleşe, sıra ile - õige, sobiv, sünnis — doğru, uygun - eriti, silmapaistvalt — bilhassa, dikkat çekecek ölçüde, özellikle - asjakohaselt, sobilikult, sobivalt — uygun şekilde - inappropriately, unsuitably (en) - asjakohane, kõlbulik, õige, paslik, sobiv — lâyık, münasip, uygun, yerinde - halvasti, kurjalt — kötülükle, şeytanca - hoolikalt, täpselt — yakından - ahvatlev, veetlev — albenili, çekici, güzel, yakışıklı - lummav, paeluv — büyüleyici, büyülü - vastupidi — aksine - kütkestav - çekici, güzel, hoş, sevimli, şirin - äärmuslikult, põhjalikult, radikaalselt — temelden - erakordselt — görülmedik şekilde, son derece - saavutatav — elde edilebilir - müügiks — satılık - kenasti — çok iyi, pekâla, pek iyi - kättesaamatu, saavutamatu — bulunmaz, elde edilemez, sağlanamaz - düzenli bir şekilde - eksikombel, ekslikult — hata ile, hatalı olarak, yanlışlıkla - heldelt, vabameelselt — bol bol, cömertçe, serbestce - inconveniently (en) - arusaadavalt — anlaşılabilir şekilde - unintelligibly, ununderstandably (en) - unjustly (en) - tavapäraselt — alışıldığı şekilde, töre gereğince - hingeliselt, vaimulikult — manen, ruhen - igavalt, igavlevalt, tüütult — sıkıcı şekilde - suurepärane, tore, uhke — çok nefis, harika, şahane - pulchritudinous (en) - oivaline, vapustav — büyüleyici, çok güzel - kiiduväärselt — övgüye değer şekilde - meeldivalt, meelsasti — hoşa gidecek şekilde, hoş bir şekilde, hoşça, tatlılıkla - hoş olmayan bir şekilde - hädavaevu, üle noatera — darı darına, kılpayı, kıl payı - leebe — nazik - truult — bağlılıkla - meeldivalt — hoşça, nefis bir şekilde - ähmaselt — belli belirsiz - kõveralt, viltuselt — hilekârca - eriti — bilhassa, çok, özelikle, özellikle - sisemiselt — içten - fosfor gibi ışıldayan - heatahtlikult — iyilikle, şefkatle - ebaõiglaselt — haksız bir şekilde - consequentially (en) - ebatõenäoliselt, uskumatult — imkânsız bir şekilde, inanılmaz şekilde - mõttetult — anlamsız derecede - nurjatult — alçakça - vastumeelselt — iğrenç bir şekilde - põlastusväärselt — alçakça - diametraalselt — çapla ilgili olarak, zıt olarak - ebameeldivalt — hoş olmayan bir şekilde, terslikle - autult, häbematult, häbiväärselt — alçakça, onur kıracak şekilde, şerefsizce, utanç verici şekilde, utanılacak şekilde - altkäe, autult, ebaausalt — düzenbazlılıkla, namussuzca - silmakirjalikult — ikiyüzlülükle, riyakârca - truult — sadakatla - ebalojaalselt — vefasızca - jubedalt — ürkütücü bir şekilde - effectually (en) - effectively, efficaciously (en) - ebavõrdselt — ayırımcı bir tutumla - reetlikult — haince, kalleşçe - faultily (en) - säravalt — parlak/görkemli bir şekilde - võikalt — iğrenç bir şekilde - püstjalt, vertikaalselt — dikey olarak - identselt — aynen, tıpkı - bride, white (en) - eredavärviline, värvikas, värvirikas — ilginç, renkli, renk renk - värvitu — renksiz - hayret verici, şaşırtıcı, sersemletici - läbikumav, poolläbipaistev — açık, belli, yarı saydam, yarı şeffaf - jaks, ramm, suurriik, vägi, võim — güçlü ülke/devlet, kaba kuvvet, kol kuvveti, kuvvet - segane, sogane — bulanık, çamurlu, karışık, tortulu, yoğun - mat mavi, mat yeşil - piimjas — süt gibi - alandlikult, lipitsevalt — dalkavuklukla, köle gibi - perfidiously (en) - pertinently (en) - kenasti — güzelce - austustväärivalt — güvenilir/inanılır bir şekilde - democratic, popular (en) - frequent (en) - general (en) - normal - erandlik, eriline — müstesna, olağanüstü - harv — ender, nadide, nadir - olağandışı - harilik — alışılmış, her zamanki, olağan - alatine, harilik, harjumuspärane, tavapärane — âdet olan, alışılmış, herzamanki, her zamanki, mutat, olağan - liht- — basit, ortak, sıradan, toplu - üksik — ayrı ayrı, her bir, münferit - kõnealune — belirli, belli - vastav — herkes kendi, kendi - ayrı - tacitly (en) - definitely, definitively, finally, immutably, irreversibly, unalterably, unassailably, unchangeably (en) - ebaväärikalt, vääritult — lâyık olmaksızın - kasulikult — yararlı bir şekilde - alatult — iğrenç bir şekilde - wholeheartedly (en) - özellikle, özel olarak - immediately (en) - immediately (en) - otsejoones — doğrudan, dosdoğru - kombekohane — alışılagelmiş, alışılmış, geleneksel, konvansiyonel, normal, olağan - veider — acayip, ayrıksı, egzantrik, eksantrik, garip, tuhaf - materiaalne — cismani, fiziksel, maddî - ekslik — hatalı, yanlış - uskumisväärne, usutav — güvenilir, inanılabilir, inanılır - uskumatu, usutamatu — akıl almaz, görülmemiş, inanılmaz - raske — ağır, zahmetli - täbar — zor - serious (en) - askeldusrohke, koormav, raske, tülikas — baş belâsı, belâlı, bıktırıcı, külfetli, musibet, sıkıntılı, zahmetli - basit, kolay - alasti, alg-, elementaarne, liht-, varjamata — basit, yalın - aşırı nazik - direct (en) - sert, şiddetli - mõjus, mõjuv, tõhus — etkileyici, etkili, etkin, kullanışlı, randımanlı, yararlı - liibuv — dar, sıkı - eşit uzaklıkta, paralel - võrdkülgne — eşkenarlı - alg-, alus- — asli, başlangıç düzeyinde - crinkled, crinkly, rippled, wavelike, wavy (en) - iseenesest mõistetav, sõnatu, sõnumatu, vaikiv, vaikne — konuşmayan, sessiz, söylenmeden anlaşılan, sözsüz - sise-, sisemine — dahili, dahilî, iç - sise- — dahilî, iç, içerdeki, içteki - väline, välis- — dış, dışa doğru, dışarıdan, dışarıya - aşina olmayan - otstarbekohane — iş görür, işlevsel, pratik - üldine — genel, umumi - eriline, spetsiifiline — belirli, özel, özgül, spesifik - helde, heldekäeline — büyük miktarda, cömert, eli açık - kärpimatu, kitsendamatu — bol, esirgenmemiş, kısıtlanmamış, sınırsız - õel, vilets — fakir, huysuz, kötü huylu, yoksul - parsimonious, penurious (en) - hästi, hea, kasulik, rõõmus — faydalı, güzel, hayırlı, hoş, sağlam, yararlı - meelepärane — hoş - sobiv — münasip, müsait, uygun - vilets — berbat - negative (en) - hea, lahke, mõistlik — iyi, nazik, uygun - kötü - deemonlik, kuratlik, pöörane, riivatu — acımasız, akıl almaz, saygısız, şeytanca, zalim - haince, şeytanca - õnnis — mesut, mutlu - az, düşük - human (en) - humaanne — insanca, insancıl, insani - elajalik — hayvanca, hayvan gibi - pisi-, väike- — küçük - kaalukas — anlamlı, büyük, ehemmiyetli - büyük, önemli - keskne, pea-, põhi-, põhiline, sõlm-, tähtsaim, võtme- — ana, en önemli, esas, temel - esmane, pea-, tähtsaim, ülem- — ana, asıl, başlıca, çok önemli, en önemli, esas, temel, yüksek - ajalooline — tarihî - ciddi - strategic, strategical (en) - väärtuslik — değerli, kıymetli - alp, rumal — işe yaramaz, küçük, önemsiz - huvitav — enteresan, ilgi çekici, ilginç - haarav, huvitav — ilgi çekici, sürükleyici - igav, kurnav, tüütav, tüütu, üksluine — can sıkıcı, çok sıkıcı, ilginç olmayan, sıkıntı verici, yavan - meheväärne, suur — büyük boy, erkek boy, geniş, kocaman - pärani — ... eninde, ... genişliğinde, enli, geniş - kogukas, suur — ağır, kocaman, taşınması zor - avar, mahukas, ruumikas — büyük, ferah, geniş - hämmastav, hiiglasuur — çok büyük, dev gibi, muazzam - kahekordne, topelt- — duble, iki katı - tohutu — çok büyük, muazzam - hiigel- — çok büyük, dev gibi - mammut- — dev gibi - hiiglasuur, tohutu — çok büyük, kocaman, muazzam, uçsuz bucaksız - tohutu — çok büyük, kocaman - mikro-, nett, pisitilluke, tilluke — çok küçük, çıtı pıtı, küçücük, küçük, mini, minik, ufak, ufak tefek ve bakımlı - murdosaline, nime poolest — az, çok küçük, pek az, sembolik - kerge — hafif, mutedil - pingne, tõhus — yoğun - äge, raske — acaip, ağır, çok kötü, fantastik, feci, inanılmaz, korkunç, müthiş, olağanüstü - strong (en) - liialdatud, pöörane, ülemäärane — aşırı - pöörane, röövellik — aşırı yüksek, çok pahalı - põhjalik, ultra- — ... ötesi, aşırı, köklü, radikal - kõlbeline — ahlaki, ahlâkî, ahlâklı - allakäinud, kergemeelne, kombelõtv, liiderlik — ahlâksız, çapkın, dejenere olmuş, yozlaşmış, zampara - doğal - jälk, vastik, vastumeelne — iğrenç, tiksindirici - ebameeldiv, jäle, tülgastav — antipatik, berbat, iğrenç, tatsız, tiksinç, tiksindirici - eski, önceki - puhas, värske — temiz - recent (en) - unused (en) - virgin (en) - eakas, elatanud, vanune — ...yaşında, yaşlanmış, yaşlı, yaşlıca, yaşını başını almış - yaşlı, yaşında - emeritus (en) - noor, nooruslik, vastsündinud — dinamik, küçük - noorukieas, teismeeas, teismeline — 13-19 yaşa uygun, genç, yeni yetme - tütarlapselik — kıza benzer, kız gibi - küçük, ufak - tavaline — sıradan - keskmine — oldukça iyi, orta - normal, olağan, standart - argine — olağan, sıradan - imeline, imepärane, imetlusväärne, kohutav, suur, suurepärane, täielik, viimase peal — çok büyük, görülmemiş, harika, kocaman, muazzam, olağanüstü, şahane - omapärane — orijinal, özgün, yaratıcı - yeni - groundbreaking, innovational, innovative (en) - kulunud, labane — basma kalıp, bayat - vastuvõetav — kabul edilebilir - nauditav — hoş, zevkli, zevk verici - jaatav, kindel, positiivne — artı yüklü, kesin, olumlu, pozitif, sıfırdan büyük - menfi, negatif, olumsuz - nötr - kange, tõhus — etkili, güçlü, koyu, kuvvetli, müessir, sert, tesirli - zorla yapılan, zorlayıcı - hissedilir, kuvvetli - güçlü - võimetu — güçsüz, zayıf - kena, nägus, sünnis — çekici, dürüst, edebe uygun, güzel, nazik, sevimli - peps, väiklane — bağnaz, çok ciddî, son derece tutucu - ehe, lahjendamata, puhas — buzsuz, masum, sade, saf, susuz, temiz - terve, tugev — sağlam, sağlıklı - õigustamatu — gayri meşru, haksız, yetkisiz - düzenli - igapäevane — günlük, her günkü - official, prescribed (en) - muutumatult sama, sama, samasugune, sarnanev — aynı, benzer, bir, farksız - ayrımlı, değişik, farklı - çeşitli, değişik, farklı, muhtelif - sarnane — benzer, mümasil, müşabih - ebapiisav, mitterahuldav — tatmin etmeyen, yetersiz - eriline — anlamlı, önemli - tähtsusetu — ehemmiyetsiz, önemsiz - ana, başlıca, esas, temel - keerukas — karmaşık - keerukas, keeruline — çapraşık, karmaşık, komplike, zor - composite (en) - dalkavukluk gibi, yağcı gibi - sirge — doğru, düzgün - pahklik — eğri büğrü - bükülen, dönen, hileli, kıvrılan, şaşırtıcı, yalancı - intensiivne, kindel, tugev — ağır, dayanıklı, güçlü, keskin, koyu, kuvvetli, sağlam, şiddetli - aciz, güçsüz, zayıf - küllaldane, küllalt, piisavalt — kâfi, yeterli - ebaküllaldane, ebapiisav, ebapiisavalt, ebarahuldav, komplekteerimata, mittekomplektne, mittetäielik, mittevastav, piisamatu, puudulik, vähene — az, ehliyetsiz, eksik, yetersiz, yetersiz derecede - napp — çok küçük, daracık - kaliteli - võrratu — kusursuz, mukemmel, mükemmel - hea, kiitev, oivaline, suurepärane — doğru, güzel, iyi, memnuniyet verici, mükemmel - vilets — aşağılık, değersiz, ucuz - tulus — kârlı - keskpärane — orta - looritaoline — çok ince ve hafif - abivalmis — işe yarar, nafi, yardımcı - kasutu — boş, etkisiz, faydasız, nafile, sonuçsuz, yararsız - kirev — rengârenk, renk renk - varieeritav — değişebilen, değişik - iteratiivne, korduv — tekrarlamalı, tekrarlayan, tekrarlayıcı - leige, loid — gönülsüz - kitsarinnaline, kitsas — dar, sınırlı - cylindric, cylindrical (en) - sustainable (en) - altruism — diğergamlık - mõtlikkus, tähelepanelikkus — düşüncelilik, düşünceli olma - taktitundelisus, taktitunne — anlayışlılık, diplomasi, incelik - delikaatsus, osavus, peenus — incelik, maharet, ustalık, zerafet - vooruslikkus — dürüstlük - erdem, fazilet - õiglus — adalet, âdil olma, hak, hakkaniyet, haklılık, insaf, türe - õigus — doğruluk, dürüstlük, haklılık - elujõud, jõulisus, robustsus, vastupidavus — dayanıklılık, sağlamlık - julgus, tahtejõud — cesaret - vastupidavus, võhm — dayanıklılık - Achilles' heel, Achilles heel (en) - kiirus — hız - hızlanma[Domaine]